
Erken Yaşamı ve Geçmişi:
Fevzi Subhi Samaan Al-Sisi 3 Mayıs 1953'te Minya Valiliği'nin Malawy bölgesindeki Al-Bayadiya köyünde doğdu. Ortodoks Hıristiyan bir ailede yetişen Sisi, kiliseye ve hizmetlerine karşı derin bir sevgiyle beslendi. Zagazig'deki Aziz George Kilisesi'nde rahip olmayı hayal etti ve sonunda bu hayalini gerçekleştirdi.
İlk Dönüşüm:
Fevzi, peygamberlerin hayatlarını incelemeye başladı ve bu da içsel bir entelektüel çatışmaya yol açtı. Aklında şu gibi sorular belirmeye başladı:
Fawzi (kendi kendine): "İsa kendini çarmıha gerilmekten ve işkenceden kurtaramadıysa bizi nasıl kurtarabilir?" Fevzi (yine kendi kendine): "Yedi sakrament nedir? Hıristiyan bir anne babadan doğan bir çocuğun Hıristiyan olabilmesi için neden vaftiz olması gerekir?"
Gerçeği Aramak:
Fevzi diğer dinler hakkında okumaya ve Kuran dinlemeye başladı. İslam'da bulduğu temizlik ve saflıktan derinden etkilendi ve Müslümanların ahlak ve davranışlarından etkilendi. Kiliseye dönmeye karar verdi, ancak "kilisenin yedi kutsal ayini" hakkında bir şeyler duyduğunda kendini isyankâr hissetti.
İç Çatışma:
Aklındaki sorular büyümeye devam ediyordu, örneğin
Fevzi (kendi kendine): "İnsanlar neden doğrudan Tanrı'ya itiraf etmek yerine rahibe itiraf ediyorlar? Şarap nasıl Mesih'in kanına dönüşebilir?" Bu, düşüncelerinde tam bir değişime neden olmak için yeterli değildi ama gerçeği aramaya devam etti.
Karar Anı:
İsmailiye'de askerlik yaptığı sırada Fevzi bir kiliseye girer ve Müslümanların yaptığı gibi secdeye kapanır. Yoğun bir şekilde ağladı ve Tanrı'dan hidayet diledi.
Fevzi (Rabbine dua ediyor): "Rabbim, benim büyük bir şaşkınlık içinde olduğumu biliyorsun. Eğer Hıristiyanlık hakikat ise, Kutsal Ruh'un üzerime inmesine izin ver. Ve eğer İslam hak ise, o zaman kalbime girmesini sağla." Fevzi (başını secdeden kaldırdıktan sonra): "Kalbim İslam ile huzur buldu." Kiliseden ayrılmadan önce bazı sorularla rahibe yaklaştı.
Fawzi: "Hıristiyan olmak için neden vaftize ihtiyacımız var? Ve neden doğrudan Tanrı'ya itiraf etmek yerine rahibe itiraf ediyoruz?" Rahip (öfkeyle): "Kuran'ı okuyan sadece biziz, siz ve halk değil."
İslam'a Geçiş ve Kiliseden Ayrılma:
Fevzi İslam'ı kabul ettikten sonra önemli zorluklarla karşılaştı. Ailesi ve kilisesi arasında yayılan haberler, ona karşı savaşmalarına ve onu öldürmeye teşebbüs etmelerine neden oldu. Köyünden kaçtı ve başka bir şehre taşındı. İnsanları İslam'a çağırmaya ve öğretilerini yaymaya başladı.
Aile ve İnanç:
Kız kardeşi öne çıktı ve İslam'ı benimseme arzusunu dile getirdi. Babaları da bir süre sonra Müslüman oldu. Kız kardeşi, İslam'ı kabul eden ve vaiz olan genç bir Hıristiyanla evlendi. Şu anda Katar'da bir camide imam olarak görev yapmaktadır.
Rahip ve Kardeşi ile Diyalog:
Fevzi: "Eğer rahip beni affederse, rahibi kim affedecek?" Hristiyan doktor: "Papa." Fevzi: "Peki Papa'yı kim affeder?" Hıristiyan doktor: "Tanrı." Fevzi: "Öyleyse neden bizi bağışlaması için doğrudan Tanrı'ya itiraf etmiyoruz? Tanrı bizi korumuşken neden kendimizi insanlara ifşa edelim?!"
Sonuç:
Fevzi Subhi Abdurrahman El-Mehdi halen Suudi Arabistan'daki Manarat Cidde Okullarında İslami eğitim öğretmeni olarak çalışmaktadır. Onun hikayesi, samimi bir hakikat arayışını ve Allah'ın, rehberlik arayan sadık bir kulun duasına verdiği cevabı temsil ediyor.