
Allah'ın yarattıklarına olan merhametinden dolayı, güçsüz olduklarında onlar için bakıcılar tayin etmiştir. Bir çocuğun terbiyesiyle ilgilenen bir anne ve babası vardır.
Eğer biri yoksa, baba ya da anne tarafından en yakın akraba sorumluluğu üstlenir ve onu daha uzak akrabalar takip eder. Bazen toplum bu rolü evlat edinme ya da yetimhaneler aracılığıyla üstlenir. İslam, yetimlerin bakımını hem maddi hem de eğitimsel olarak teşvik eder.
Benzer şekilde, ebeveynler kendilerine bakamayacakları bir yaşa geldiklerinde, Allah bizi onlara bakmaya teşvik eder:
"Çünkü Rabbin, kendisinden başkasına ibadet etmemenizi emretti. Anne ve babana saygı göster. Onlardan biri ya da her ikisi senin gözetiminde yaşlanırsa, sakın onlara 'öf' bile deme, onlara bağırma. Aksine onlara saygıyla hitap edin."
(Kuran Çevirisi; İsra Suresi, 23. Ayet).
Oğullarının veya ailelerinin bakımı altında yaşlılığa ulaşmış olmalıdır. Bu davranış büyük önem taşır ve onlara karşı bir nezaket eylemi olarak kabul edilir. Gerekli olmadıkça veya istisnai durumlarda yaşlı ebeveynlerin huzurevlerine gönderilmesi erdemli bir davranış değildir.
Ayrıca Allah, Arham (büyükanne ve büyükbabalar, amcalar ve teyzeler gibi baba veya anne tarafından akrabalar) ile aile bağlarını sürdürmeyi teşvik eder. Bunu ziyaret ederek, hal ve hatırlarını sorarak, sevinç ve kederlerini paylaşarak yapabiliriz.
Böylece İslam, akrabaları ve akrabalık bağlarını birbirine bağlayan şefkatli bir sosyal sistem kurar. Bu sistem aileyi inşa etmekle başlar, akrabalara, komşulara ve arkadaşlara kadar uzanır.
Her ebeveyn ailesine bakmakla yükümlüdür. Bu sayede, bireylerin fiziksel, zihinsel ve sosyal bakımlarının sağlandığı uyumlu ve sağlıklı bir toplum oluşturabiliriz.
İslam ve onun merhamet yasaları hakkında daha fazla bilgi edinmek için, özel uzmanların sizinle konuşabileceği ve sorularınızı yanıtlayabileceği Rahmet diyaloğumuza katılın.